Şu sıralar 4-5 tane küçük kendin yap projesini 1 hafta içinde bitirdim. Yakında postlarını yayınlamaya başlarım :) Fakat bu projeler ve çocukların dışında da hayat akıp devam ediyor. Birazda kendimizden bahsedelim deyip şu günlerde ilgimin yoğunlaştığı şeyleri paylaşmak istedim. Çocuklar doğduğundan beri uzun zamandır ağız tadıyla dizi izlemek mümkün olmadığı için dizileri yarım yamalak seyredip duruyorduk zaten salya sümük olan dizilerden haz etmem, içinde zeka pırıltısı olan yada neşeli şeyleri seyrederim hep. Geçen sezon 20 dakikayı bir solukta seyretmiştim. Bence bir dizi projesi böyle olmalı bir sezonda merakla izletti sonrada uzatmadan hemen bitti. Enayi gibi o ona bakar öteki arkadan bakar şarkı çalar onu dinler öylece bak dur dizileri 90 dk yapmak için yapılan anlamsız çabalar işte. Bir zamanlar Avrupa Yakası vardı onu tek geçerim hala çok gülerim Yalan Dünya bu yüzden pek ilgimi çekmiyor. Galip Derviş te işte o zeka pırıltısı olan dizilerden seviyorum ama bunların hiç birini o gün gelsede saatlar dursa işi gücü bırakıp seyretsem modunda olmadım hiç. En son o modda Hatırla Sevgili'yi seyretmiştim. İşte uzun zamandan beri bu duyguyu yine Güneşi Beklerken dizisinde yaşıyorum artık. Bir yaz günü ilk bölümü ilgimi çekmişti ve eşime bu dizi tutar görürsün demiştim. Ardından ikinci bölümü seyrederken aklımda bir kıvılcım çaktı bazı sahneler birkaç sene önce izlediğim kore dizilerinden biri olan Boys Over Flowers 'ı hatırlattı bana . Evet gerçekten de sonra okuduğumda bu kore dizisinin uyarlaması olduğu haberi çıktı karşıma. Senaryo başlarda benzeşiyordu fakat şu anda tamamen özgünleşti. Her hafta şimdi ne olacak diye merakla bekliyorum. O merak beni sürekli araştırmaya itip duruyor, bu yüzdende en sonunda bir GB fanı olup çıktım. Birilerinin bir şeyin fanı olmak ne saçma deyip dururdum senelerce o lafımı da artık yutmak zorunda kaldım :) Şimdi her hafta fragman bekle, özeti bekle, fotoları bekle kısırdöngüsünün içindeyim. İnatla kullanmadığım twitter hesabımı bile aktif hale geçirdim. Ah Altan hocam siz bana neler ettiniz :)
Bir de en merak ettiğim resimden de anlayacağınız gibi Çalıkuşu dizisi var. Hayatımda en çooooooook sevdiğim dizidir benim için Aydan Şenerli, Kenan Kalavlı, Sadri Alışıklı. Ah ne büyük güzel hikaye. Osman F. Seden'in yönettiği o güzel dizi bir kaç bölümde kısa ve öz çekilip bitiyordu. Ne zaman denk gelsem işimi gücümü bırakıp seyrederim hep. Yeniden çekileceğini duyduğumda son derece merak ettim. Fragmanlarda o meşhur Çalıkuşunun müziğini duyduğumda çok sevindim değiştirmemişler diye. Feride namı değer Gülbeşeker ve Kamran rolleri cuk oturmuş bence Fahriye Evcen ve Burak Özçivite. Bugünkü bölümünü seyrettim ve gayet beğendim.
Birde gençliğimin dizisi olan Orange Country'nin (OC) yeni versiyonu Med Cezir var. İşte hepsi merak edip bakma gafletinde bulunduğum bu diziler, beni tv bağımlısı yapmaz umarım deyip mümkün olduğunca dizileri unutup çocukların erken uyuduğu günlerde çocuksuz günlerde yaptığımız sinema akşamlarımıza eşimle birlikte yeniden başladık. Bu akşamlardan birinde ablam ve eniştemin tavsiyesiyle Hintli yönetmen Aamr Kkhan filmlerini seyrettik. Filmler 3 saat ama bu adamı bu kadar geç keşfettiğimiz için hayıflandım durdum. Türkiyede acayip fanları varmış. Biz İMDB de 8.3 rating alan ve top 250 filmin içinde olan 3 idiots ve Taare Zameen Par adlı 10 numara iki filmini seyrettik. Anlamsız Hollywood filmlerinin içinde oldukça anlamlı iki film derim ben size şiddetle tavsiye ederim seyretmenizi. 3 saatin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Her hint filminde olduğu gibi şarkı ve dans etmeler var onları ileri sarabilirsiniz :)
Bu kadar uzun post olacağını düşünmemiştim ama gecenin bu saatinde coştum sanırım. Kendimi dizginlemesem daha da yazar dururum ama bu kadarı yeter şimdilik.
Haydi iyi geceler herkese....
Yorumlar
Yorum Gönder